Küresel iş insanı ve siyasi analist Esen Ermiş Ertürk katıldığı ekonomi programında küresel ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulundu.
ABD ile Çin arasındaki gerginlik Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Şubat ayında merakla beklenen Pekin gezisini iptal etmesine neden olan Çin casus balonu olayından bu yana pik yapmış durumda .
Çin’in ABD’ne ihracatının azalması 2018’den itibaren Trump’ın gümrük vergileri uygulamasıyla birlikte başladı. 2022’de ki veriler, ABD ihracatının Çin pazarına satış yapan yabancı emsallerinin çok daha gerisinde kaldığını gösteriyor. Bir zamanlar otomobiller ve Boeing jetleri gibi büyük ABD imalatı olan ürünlerin ihracatı neredeyse tamamen ortadan kalktı. ABD hizmet ihracatı pandemi sırasında düştü ve henüz toparlanamadı.
Tarımsal kazanımların çoğu, artan sevkiyatların sonucu değil, yalnızca daha yüksek fiyatlar ve Rusya-Ukrayna savaşıyla bağlantılı küresel gıda güvensizliği konusundaki endişelerin sonucuydu. Ayrıca, Çinli alıcılar diğer tedarikçilere yönelirken, ABD tarım sektörü ihracatı için Çin pazarına büyük ölçüde bağımlı olmaya devam ediyor
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin dünyanın geri kalanıyla ticaretini arttırırsa , hem ABD hem Çin’de ki şoklar, üçüncü ülkelerle ticaretten kaynaklı fiyat değişikliklerinden dolaylı olarak diğerini etkileyebilir.ABD-Çin ticaret ilişkisi sadece bu ilki ülkeyi bağlamıyor tabi ki ,Dünya Bankası, ABD-Çin ticaret savaşının teknoloji inovasyonuna zarar verdiğini söylüyor. Ayrıca dolarizasyonu bitirmeyi kafa koymuş olan Çin, BAE anlaşmasıyla yuan cinsinden ilk LNG ticaretini yaptı.Brezilya ve İran ile de benzer anlaşmalar yapan Çin,Rusya’nın tam istediği şeyi yaparak rezerv para birimin dolar olmaktan çıkmasını sağlamaya çalışıyor.
Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki bir savaşın her iki tarafın da ordusu ve ekonomisi için yıkıcı olacağı aşikar. Dünya için bir felakete neden olmadan uluslararası ilişkiler ve diplomasinin aktif çalışması hayati öneme sahip.Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin arabuluculuğu ise hem Asya hem Avrupa hem de ABD için çok önemli.14 Mayıs seçimlerinden sonra her kim iktidar olursa olsun küresel ekonomiden kaynaklı baş döndüren bir gündeme ayak uydurmak zorunda kalacak.Stratejik devlet devlet aklının birincil öncelikte olması gerekiyor.