Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Gürkan Gürsoy, gebelikte şeker hastalığı hakkında bilgi verdi.
Hamilelikte vücudun yeteri kadar insülin üretemediği bilgisini veren Op. Dr. Gürkan Gürsoy, “İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve kan şekerinin enerji olarak kullanılmak üzere hücrelere girmesine izin veren, anahtar gibi davranan bir hormondur. Hamilelik sırasında vücut daha fazla hormon üretir ve kilo alımı gibi diğer değişikliklerden geçer. Bu değişiklikler, hücrelerin insülini daha az etkili bir şekilde kullanmasına neden olur, buna insülin direnci denir. İnsülin direnci vücudun insülin ihtiyacını artırır. Gestasyonel diyabet, vücudun hamilelik sırasında yeterli insülin üretememesi durumunda ortaya çıkar. Tüm hamile kadınlar, hamileliğin son dönemlerinde bir miktar insülin direncine sahiptir. Bununla birlikte, bazı kadınlarda hamilelikten önce de insülin direnci bulunmaktadır. Bu kişiler gebeliğe artan insülin ihtiyacı ile başlar ve bu nedenle gestasyonel diyabet riski daha da yükselir.” diye konuştu.
Fazla kilo alımı gebelik şekerine neden olabiliyor
Op. Dr. Gürkan Gürsoy, gestasyonel diyabetin tipik olarak herhangi bir semptom göstermediğinden bahsederek, “Tıbbi geçmiş ve herhangi bir risk faktörü olup olmadığı gestasyonel diyabetin olabileceğini düşündürebilir, ancak emin olmak için test yaptırılması gerekir. Bu risk faktörlerinden bazıları gebelerde aşırı kilo alımı olabilir. Çok su içmek, çok sık idrara çıkmak, idrarda glikoz saptanması, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ya da vajinal enfeksiyonlar, bulantı veya halsizlik gebelik şekerini işaret ediyor olabilir. Bunu saptamak için de şeker yükleme testi yapılmaktadır.” dedi.
“Gebelik şekeri bebekte gelişme geriliği, bazen anne karnında can kaybı riskinde artış, plasentanın erken yaşlanması ya da iri bebek durumundan dolayı doğum travmalarına yol açabilmektedir” diyen Op. Dr. Gürkan Gürsoy, “O nedenle gebelik şekerinin belirlenen sınırlarda olması gerekir. Şeker yükleme testi zararlı bir test değildir. Aksine iri bebek, erken doğum, ölü doğum, doğacak bebekte solunum problemi ya da hipoglisemi görülmesi, ilerleyen dönemlerde obezite gibi riskleri önlemek için yapılması gereken bir testtir.” ifadelerini kullandı.
Şeker yükleme testi yani oral glukoz tolerans testinin, vücudun şekere karşı tepkisini ölçtüğünü söyleyen Op. Dr. Gürkan Gürsoy, şöyle devam etti:
“Gebenin tıbbi durumuna göre testin nasıl yapılacağı belirlenir. 50 gr. şeker yüklemesi gebenin aç ya da tok olmasına bağlı olmadan yapılabilir. Doktor kontrolünde 50 gram şeker içeren bir solüsyon gebeye içirilir. Bu içildikten 1 saat sonra kan şekeri ölçülür. Eğer şeker 140 üzerinde çıkarsa gebe şüpheli olarak değerlendirilir ve buna istinaden ek 100 gram OGTT istenir.100 gram OGTT’de açlık 95 mg/dL, 1. saat 180, 2. saat 155, 3. saat ile 140 mg/dL altında olması gerekir. Eğer 2 değer eşit veya yüksekse gebelik şekeri tanısı konur. Bir diğer şeker tarama testi olan 75 gram OGTT ise açlık 92 mg/dL, 1. saat 180, 2. saat 153 mg/dL’nin altında olması beklenir. Eğer bir değer eşit veya yüksekse gebelik şekeri tanısı konur. 75 gram şeker yüklemesi ya da 100 gram şeker yüklemesi testi arasında bir fark olmaz. Anne adayı en az 8-12 saat açlıkla teste gider. Öncelikle açlık kan şekeri ölçülür. Sonrasında 75 veya 100 gramlık şeker içeren solüsyon 5-10 dk. içinde tüketilir. Buna istinaden anne adayının 1. 2. ve 3. saatlerde şeker değerine bakılır.”
Anne adayının şekerinin belli aralıklarda olması gerektiğini dikkat çeken Op. Dr. Gürkan Gürsoy, “Şeker yükleme testinin aç yapılıp yapılmayacağı, verilecek glikoz miktarına göre değişebilmektedir. 50 gramlık formda yapılırsa açlık ya da tokluk fark etmez, 75 ya da 100 gramlık formu yapılırsa en az 8-12 saat açlık istenir. Anne adayının gebelikte şekeri yüksek çıkarsa, düzenli aralıklarla kan şekerinin ölçülmesi, ilaç ya da insülin tedavisi ve bir beslenme diyet uzmanından destek alınarak anne adayına sağlıklı bir beslenme programı oluşturulması gerekir. Gebelikte bu dönemde orta derecede egzersiz yapılması önem taşır. Yürüyüş de gebelikte önemlidir. Bunun yanında tüm kontrollere düzenli gidilmesi gerekmektedir. Burada amaç, anne adayının şekerinin belirli aralıklarda tutulmasıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri bu anlamda önem taşımaktadır.” şeklinde konuştu.